Adil Yurtkuran 15.06.2016
Yerel dilde “Almanak Aceh” adıyla anılan Açe geleneksel takvimi yeniden hayat buldu. Açe kültür tarihinin önemli unsurlarından biri olan ‘takvim’, bölgenin dini-kültürel yaşamının izlerini taşımasıyla dikkat çekiyor. Bu yazı da takvimin önemi üzerinde durmaya çalışacağım ve bu ürünü ortaya koyan Haikal Afifa ile yaptığım röportajı da paylaşacağım.
Takvim, “Açe Medeniyet Enstitüsü” (AME) adlı sivil toplum kuruluşunca hazırlandı ve “Açe Geleneksel Liderlik Kurumu” (AGLK) (Lembaga Wali Nanggroe Aceh) tarafından yayınlandı. Takvimin özelliğine dikkat çekmeden önce, söz konusu bu iki kurum hakkında kısaca bilgi vermekte fayda var. AME, adından da anlaşılacağı üzere, Açe’de İslamiyetin yayılmasına ve yerleşmesine paralel olarak erken dönemlerden itibaren örüntülenen bir medeniyetin varlığına dikkat çekmeye çalışıyor. Bu amaçla, mütevazi imkânlarıyla, karınca kararınca bazı çalışmalara imza atıyor. Takvim çalışması da bunlardan biri...
AGLK’ye gelirsek... Helsinki Barış Anlaşması sonrasında 2006 yılında kabul edilen “Açe Temel Yasas”na binaen 2013 yılında kuruluşu tamamlandı ve Açe’nin önemli kültürel kurumlardan biri olarak varlığını sürdürüyor. Hakkında başlı başına bir yazı kaleme alınması gereken bu kurumun sorumluluk alanlarına kısaca değinebiliriz. Tarihi-geleneksel bir kurum olan bu yapı, Açe toplumunda dini, adaleti, barışı, kültürel ve medeniyet değerleri öncelleyen yaklaşımıyla sivil inisiyatif olarak işlev görüyor. Bu kurum, aynı zamanda “Açe Geleneksel Meclisi”yle de (Majlis Adat Aceh) yakın işbirliği içinde. “Sözü dinlenir” bir kişinin başkan seçildiği AGLK, Açe toplumunda, yukarıda bahsi geçen tüm süreçlerde şu veya bu şekilde yer alıyor. Takvimin iç giriş sayfasında bu kurumun kuruluşu ve işlevine dair açıklamalar yer alıyor. Kurumun başında da, Açe Özgürlük Hareketi’nin Hasan di Tiro’dan sonraki lideri Tgk. Malik Mahmud Khaitar bulunuyor.
Takvim çalışmasına geçersek...
Öncelikle bu takvim çalışmasında üç farklı kültür ögesinin, yani Açe geleneksel takvimi, Hicri ve Miladi takvimlerin özelliklerini içinde barındırıyor. Ancak başat unsur Açe dilinde yazılan takvim özelliği olduğu görülüyor. “Niçin Açe diline ihtiyaç var?” sorusuna şu cevabı verebiliriz.
Açe dili (Bahasa Açe), bölge halkı tarafından gündelik yaşamda kullanılmaya devam ediyor. Bilinen yazılı kaynaklar dikkate alındığında ise, Açe dilinde 17. yüzyıl ve sonrasında kaleme alınan eserlerin varlığı da biliniyor. Bu çerçevede Tokyo Üniversitesi’nin desteğiyle Ali Haşimi Kütüphanesi ve Müzesi’ndeki eserleri konu alan katalogda (Dr. Oman Fathurrahman; Munawar Holil. (2007). Katalog Naskah Ali Hasjmy Aceh -Catalogue of Aceh Manuscripts: Ali Hasjmy Collection) yer alan eserlerin %10 Açe dilinde yazıldığına dikkat çekiliyor. Yukarıda değindiğim üzere, Açe dili gündelik yaşamda halk arasında sözlü olarak oldukça yaygın bir şekilde kullanılmakla birlikte, herhangi bir medya organı veya yayın konusunda bir çalışmanın olduğunu söylemek güç. Aslında tam da bu noktada, bahsi geçen ‘takvim çalışması’ böylesi bir inisiyatifin geliştirilebilmesinin yolunu açma gibi işlevi de içinde barındırıyor.
“Almanak Aceh” adı verilen takvim, ay ve güneş takvimine göre şekilleniyor.
Takvimin öne çıkan özelliği ay adlarının Açe dilinde olması. Bu durum, Açe toplumunun bir yandan klasik Açe toprakları dediğimiz, Sumatra Adası’nın kuzey bölgesinde kadar, zamanla Sumatra Adası’nın büyük bir bölümü ile Malay Yarımadası’nın çeşitli bölgelerinde hüküm sürmüş bir siyasi yapının ortaya koyduğu İslam kültür ve medeniyetindeki yerine küçük bir atıf yaptığını söyleyebilirim. Bu noktada takvime ‘yakından’ baktığımızda mevsimlere bağlı olarak Açe toplumunun faaliyetlerine gönderme yapıldığı görülür. Buna ilâve olarak Açe tarihinin öne çıkan unsurları da takvimde yer alıyor.
Açe dini-kültürel yapısında aylar şu isimle anılıyor. Bunları karşılaştırmalı olarak vermekte fayda var.
1.Muharrem ayı ‘Hasan-Hüseyin’ (Asan-Usen). Bu ay içerisinde 9. Gün ‘nafile oruç günü’; 10. Gün ‘Muharrem’, yani ‘aşüre günü’; 27. Gün Hollanda Savaşı’nın başladığı gün olarak belirtiliyor.
2.Safer ayın ‘Sapha’ olarak belirtiliyor. Sesletimden de anlaılacağı üzere Sefer ayının Açe dilinde karşılığı.
3.Molôt: Rebiul evvel’e tekabül eden bu ay, Mevlüd ayı olarak biliniyor. Mevlüd günü Açe’de sadece bir kandil günü olarak kutlanmıyor. Üç ay boyunca süren kutlamalar şeklinde devam ediyor.
4.Adoë Molôt: Literal olarak söylersek, Mevlüd ayının ‘kardeşi’ anlamına gelen ‘Adoe Molôt’ ayına bu ismin verilmesinin nedeni, mevlit kutlamalarının devam etmesidir. Bu noktada, Açe’de mevlit kutlamalarının bir gün veya akşam değil, 100 güne yayılan bir süreçte kutlandığını belirteyim. Bu kutlamalar “Kenduri Adoe Molôt” adıyla biliniyor.
5.Molot Keuneulheuëh: Açece ‘Bungoeng Kaya’ (Tanaman Berbunga) olarak da bilinen bu ay adını fidan dikiminin gerçekleştirildiği bir dönem olmasından alıyor.
Bu ay içerisinde öne çıkan tarihi olaylar ise, Açe Darüsselam Sultanlığı üçüncü hükümdari Riayat Şah el-Kahhar’ın vefatı ve Kuto Aneuk Galong Savaşı.
6.Khanduri Boh Kayee: Bir tür hasat mevsimi özelliği göstermesinden ötürü bu ad verilir. Elde edilen hasattan ötürü Yaratıcıya şükrün yerine getirildiği ve bu vesileyle ‘Kanduri’ adı verilen toplu ziyafet ve tören yapılır.
Bu ay içerisinde dikkat çeken günler Hollanda Savaşı’nda şehit düşen Tengku Chik di Tiro Muhammed Saman ve Tgk Chik di Tiro Hasan Muhammed’in vefatıdır.
7.Khanduri Apam: İsra-Miraj gününün kutlandığı bu ay içerisinde, Kanduri Kue Apam veya Tet Apam adı verilen geleneksel kutlamalar gerçekleştirilir.
Bu ayda öne çıkan günler 17. yüzyılın en önemli alimi kabul edilen Şemseddin Sumatrani’nin vefatı; Miraç ve İskender Muda’yı anma günüdür.
8.Khanduri Bu: Bu ay içerisinde hayatlarını yitirmiş yakınlar için bir tür kutlama yapılır. ‘Kanduri Nasi’ adı verilen bu kutlamalarda eş dostun birlikteliği öne çıkar.
Bu ayda öne çıkan günler: Kadın sultanlardan Tac’ul Alam Safiyatüddin’in vefası ile Nisfu Şaban’dır.
9.Puasa: Ramazan ayıdır. Bu ayda öne çıkan günler ise Açe Darüsselam Sultanlığı’nın kuruluşu; Badar Savaşı ve Kur’an’ın nüzuludür.
10.Uroe Raya: Açe dilinde Uroe Raya Pitrah olarak da bilinen bu ay, Ramazan ayına tekabül eder. Bu nedenle ‘Fitre’ (Pitrah) ayı olarak adlandırılır. Bu ayda öne çıkan tarihi vak’ıa ise Cut Njak Dhien’en vefatıdır.
11.Meu-Apét: Ramazan Hac ayına tekabül ediyor. Bu ay içerisinde öne çıkan günler ise Sultan İskender Sani’nin vefatı.
12.Haji: Hac ayına tekabül ediyor. Öne çıkan günler ise Samudra-Pasai Sultanlığı’nda hükümdarlık yapmış olan el-Melike Nasriyyah’ın vefatı. Takvimin son yaprağında ise, tarihi vak’alara daha geniş yer veriliyor.
Bu düşünce ne zaman geldi aklınıza?
Haikal Afifa: Böyle bir çalışma yapma fikri ilk olarak 2000 yılında gündemime geldi. İlham kaynağı ise, aslında Hasan di Tiro’nun kaleme aldığı “The Price of Freedom” kitabı oldu. Hasan di Tiro bu çalışmasında, Açe kültür yapısının unsuru olan takvimden bahsederek, Açe tarihinin en önemli günlerine değinir ve bunu formüle eder. Böylece, bir tür tarihsel ve kültürel bilinç ortaya koyuyor. Ardından böylesi bir takvimin hayata geçirilebilmesi için neler yapılabiceği üzerinde çalıştım.
Bir yıl içerisinde yer alan ayları ve aktiviteleri Açe halkı sözlü olarak dünden bugüne taşıdığını gözlemledim. İşte bu noktada, takvimi oluştururken hem İslami hem de Açe tarihinde öne çıkan gün ve etkinlikleri içine alacak şekilde tüm unsurları dikkate almaya çalıştım. Aslında bu çalışmanın kendi alanında bir ilk olduğunu söylemeliyim. Çünkü bugüne kadar bu çapta bir ‘Açe takvimi’ yazılı bir metin olarak ortaya konmuş değildi. Yukarıda söylediğim gibi, Açe halkının sözlü geleneği içinde önemli yer tutan ‘dönemler’ böylece yazılı hale getirilmiş oldu.
Çalışmalar sırasında hangi kaynaklardan istifade ettiniz?
Çeşitli kütüphanelerlerdeki araştırmalarda bulunduk ve böylece bazı el yazma eserlerinde zikredilen gün ve tarihleri dikkate aldık. Aynı zamanda, bölgemizde ‘ilm-ü felak’ konusunda bilgisine güvenilen Tgk. Walid Mustafa’nın da görüşlerine başvurduk. Bu bağlamda, yayınlanan takvim orijinaldir.
Bu takvimin yayını niçin daha önce değilde, bugün gündeme geldi?
Yukarıda kısmen değinmiştim… Bu takvimle ilgili olarak ilk düşünceler 2000 yılında ortaya çıkmaya başladı. Ancak o dönem hatırlanacağı üzere Açe önemli bir çatışma döneminin tam ortasındaydı. Merkezi hükümetle, Açe Özgürlük Hareketi arasında çatışma devam ediyordu. Açe kültür ve tarihine özgü böylesi bir çalışmanın o günlerde somut bir şekilde ortaya konulabilmesinin maddi imkânları maalesef mevcut değildi. Çatışmanın sürdüğü bir ortamda Endonezya’nın bir eyaletinde, kendi alanında önemli bir kültürel aidiyet girişimi ‘hoş karşılanmayacaktı’.
Bunun ardından, ancak 2013 yılında takvimle ilgili hazırlıklar nihai halini aldı. 2014 yılında da ilk örnek ve cüzi sayıdaki basımını Banda Açe Belediyesi’yle (PEMKO) gerçekleştirdik. Bundan amaç, takvimin bir tür sosyalizasyonunu yapmak ve mümkün olduğunca kitleleri bu konuda haberdar etmekti. 2015 yılında, yani bu elimizdeki basımın gerçekleştirilmesi mümkün oldu. Bunda hiç kuşku yok ki, ‘Lembaga Wali Nanggroe Aceh’ ile görüşmelerimizin olumlu geçmesi ve bu kurumun takvimin yayını konusundaki katkısı önemliydi. Zaten, ‘Lembaga Wali Nanggroe Aceh’nin Açe kültür ve geleneğini koruma ve yeniden canlandırma vb. işlevinden ötürü bu yayını desteklemekten de memnun oldular.
Halkın özellikle de gençlerden ne tür tepkiler alıyorsunuz?
Oldukça destekleyici yaklaşımlarla karşılaşıyoruz. Bu noktada, takvimin yayınlanmasının daha önce çeşitli çevrelerle yaptığımız görüşmelerden aldığımız desteğin de payı olduğunu söylemeliyim. Bu takvimi gündeme getirmemizin gayelerinden biri ulusal düzeyde tanınmasını sağlamak. İkincisi, gençlerin kendi kültürel değerlerine sahiplenmesine vesile olmak. Örneğin Cava kültürüne özgü bazı unsurlara daha önce aşina değildik. Ancak zamanla kullanılmasıyla, şimdi en azından duyuluyor, tanınıyor. Telaffuz noktasında bazı zorlukları olsa da, gençlerin Açe takviminden heyecan duyuyorlar ve ilgililer.
-Endonezya bağlamında bu takvim ne gibi bir özellik taşıyor?
Endonezya’nın demografik yapısına baktığımıza çoğunluğunun Müslüman toplumlardan oluştuğunu görürüz. Bu anlamda, Açe takviminin, ülkedeki diğer Müslümanlarca kullanılan Hicri takvimden farklı olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak burada farklı olan, Hicri takvimden etkilenmiş ve Açe kültür geleneğine yaslanan bir yanının olması. Bunu, örneğin Batı Cava’daki Sunda etnik toplumunun takviminde de görmek mümkün. Saka adı verilen, Sunda takviminin o bölgedeki yerel gazetelerde kullanıldığı biliniyor.
Bu bağlamda, Açe takviminin Hicri takvimi üst yapısına dahil olup, ay adları ve günlerin özellikleri noktasında Açe geleneğine oturuyor. Bu nedenle ulusal tanınırlık noktasında diğer örneklerden farklı olmaması dolayısıyla kabül edilmemesi için hiçbir gerekçe yok.
Açe’de milâdi takvimin yaklaşık 20. yüzyılın başlarında (1910’lu yıllarda) kullanılmaya başlandığı dikkate alındığında, o döneme kadar Endonezya’da Müslüman toplumların Hicri takvim kullandığı görülür. Hollanda sömürgeciliği Açe’ye nüfuz etmeye başlamasına paralel olarak miladi takvim de gündeme geldi.
Açe takvimi, Endonezya Kültür Bakanlığı’nca kayıtlara geçti mi?
Henüz değil… Önce bunun hangi kanun bakanlık ve kanun çerçevesinde olmasına karar verilmeli. Çünkü Endonezya masihi takvimi kullanıyor. Bu noktada, henüz takvimin önemi Lembaga Wali Nanggroe kurumunca basılmış olmasıyla sınırlı. Tabii ulusal düzeyde tanınırlığı için bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç var. bunun ilk adımı da Açe Parlamentosu yasama sürecinde gündeme gelmesidir. Açe yönetimi ise, Hicri ve Miladi takvim konusunda bir denge takip etmeli.
Belki şunu söyleyebilirim. Bu aşamada henüz sosyalizasyon sürecindeyiz. Açe’de bu takvimin tanınırlılığına paralel olarak resmi makamlarca da onaylanması beklenebilir. Nihayetinde Hicri takvim kullanılıyor. Açe takviminin Hicri takvimi temel aldığını söylemiştim. Bu bağlamda, gelecekte Hicri takvim yerine Açece ifade edilen ay adları kullanılması söz konusu olabilir. En azından Açe hükümetinin eyelet bazında faaliyet gösteren kurumlar arasında bu takvimin kullanılmasını teşvik edebilir.
Bir başka alternatif, Hicri takvim yerine Açe takviminin kullanımına geçilebilir. Böylece yerel değerler de Hicri takvi de içeren bir takvim halk tarafından kullanım imkânı bulur. Böylece her ay içerisindeki etkinliklerin kültürel ve dini arka plânına dair bir bilinç tesisi söz konusu olacaktır.
Örneğin, İsra-Miraj günü örneğin sadece Sigli bölgesinde kutlamalar yapılıyor (kanduri). Bu nedenle öncelikle Açe toplumunda her bir ay içerisindeki önemli günlere ilginin oluşması ve bunun pratiğe dökülmesi konusunda bir bilinçlendirme olmalı.
Takvim nerelerde dağıtıldı?
Bu takvim Açe Eyaleti’ndeki tüm müdürlüklere dağıtıldı. Ve her yıl basılması konusunda bir karar alındı. Açe’deki müdürlükler her yıl Miladi takvim yayınlıyor. Ortaya koyduğumuz bu çalışma ile umuyoruz ki, söz konusu kurumlar da gelecek yıllarda bu takvimi benimseyecek ve uygulamaya geçirecek. Böylece Açe yerel yönetiminin bu takvimi her yıl düzenli olarak yayınlaması ve kullanımına ön ayak olmasını temenni ediyoruz.