Sabtu, 12 Juli 2014

Padang Depremi ve Sonrası: Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu Yanlış mı Yönlendiriliyor?

15.10.2009

30 Eylül, saat 17.16 sularında Endonezya Sumatra Adası’nın batısındaki Batı Sumatra Eyaleti başkenti Padang ve çevresini vuran 6.6 şiddetindeki depremin ardından, Endonezya’da bulunan çeşitli ülkelere mensup yardım kuruluşları bölgeye koştu. Söz konusu yardım kuruluşları arasında İslam ülkelerine ait yardım kuruluşları da bulunuyordu. Endonezya Açe Eyaleti’nde İslam Konferansı Örgütü’nün yetim projesi amacıyla açtığı ofis faaliyet göstermektedir. 

Ofis müdürü Mustafa Sabri Yavuz, o dönemde Türkiye’de tatilini geçirmekte, yerine Essop İsmail Moola adında Güney Afrikalı yardımcısı bakmaktaydı. O dönem ofiste eğitim danışmanı olarak çalışan Dr. Mehmet Özay, Türkiye’den çeşitli yardım kuruluşları ve basının depremle ilgili gelişmeler konusunda bilgilendirilmek amacıyla kendisinden yardım talep edilmesi üzerine, İKÖ Ofisi Müdür Yardımcısı Güney Afrikalı Essop Ismael Moola’dan izin alarak Padang’a gitmiştir. Yani, dolaylı olarak İKÖ ofisinden bir kişi deprem bölgesinde bulunuyordu. Oysa, İKÖ Banda Açe Ofisi, zamanında Cidde’deki Genel Merkezi haberdar etmemesi nedeniyle Sayın Eklemeddin İhsanoğlu’nun depremle ilgili açıklamaları gecikmiş, üstüne üstlük uluslararası camiada İKÖ’nün itibarını zedeleyecek bir durum hasıl olmuştu.

Eklemeddin İhsanoğlu, İKÖ Resmi Sitesi’nde depremle ilgili ancak üç gün sonra (03.10.2009) yaptığı açıklamad, İKÖ’nün ve üye ülkelerin Padang’a acil yardımda bulunacaklarını duyurmuştu. Oysa, Türkiye (İHH), Katar (Katar Charity ve Al-Eid), Malezya gibi çeşitli İslam ülkelerinden yardım kuruluşları çoktan Padang’a varmıştı bile.

Ekmeleddin İhsanoğlu, bu açıklamaları yaptığı sırada Açe Eyaleti Başkenti Banda Açe’de bulunan İKÖ Bürosu müdürü Mustafa Sabri Yavuz ise Türkiye’de tatilde bulunuyordu. Yavuz, bu olağanüstü durumda, Endonezya’ya dönme gereği duymadığı gibi, ancak depremden 15 gün sonra, tatilini son gününe kadar kullandıktan sonra dönmüştür. Cidde merkezi de bu durumu gerektiği gibi değerlendirmemiştir. İhsanoğlu’nun, İKÖ’nün resmi sitesinde yayınlanan ikinci açıklaması 4 Ekim tarihlidir. Bu açıklamasında İhsanoğlu, deprem bölgesinde gerekli gözlem ve değerlendirmelerin yapılması için bir ekip yolladıklarını söyleyerek, toplanan veriler ışığında bilahare üye ülkelere ne gibi yardım yapmaları gerektiğini bildireceklerini ilan ediyordu. Oysa, o güne kadar zaten deprem bölgesinde yukarıda belirttiğimiz ülke ve yardım kuruluşlarına Birleşik Arap Emirlikleri de eklenmişti. Bu ekipler çoktan çeşitli yardımlara başlamışlardı bile.

İhsanoğlu’nun 4 Ekim tarihli açıklamasından sonra, ofis teknik danışmanı Essop İsmail Moola Banda Açe’den iki araba, üç şoför, bir güvenlik görevlisi ve iki araçla (biri ambulans) 5 Ekim günü Pazartesi öğleden sonra yola çıktı. Ekip, ancak 8 gün sonra Padang’a ulaşabilmiştir. Moola’nın liderlik ettiği ekip gözlem ve değerlendirme amaçlı çıkılan bu misyon nedeniyle beş gün Padang’da kalmasına rağmen, ‘bir cent’ yardımda dahi bulunmadan geri dönmüştür. Ambulansın ne gibi bir işlev yaptığı ise oldukça ilginçtir. Aynı ekibe dahil olan bir başka Türk yardım ekibi Padang’da gıda olmadığı duyumuyla, Medan’dan aldığı gıda malzemelerini İKÖ’e ait ambulansla taşımıştır. Şoförlerin ifadesine göre, Moola’nın doktorsuz, ilaçsız ambulansı Padang’a götürmesinin sebebinin aracın orada kiraya verilmesi olduğunu ifade etmişlerdir.

Kaybedilen Ne?
İKÖ ofisinde çalışan Türk yetkilinin İKÖ’nün temsilcisi olarak değil, bireysel inisiyatifi ile bölgeye gitmesine rağmen, teknik danışman olarak görev yapan Moola’nın bölgeyle ilgili ısrarla bilgi talebini yerine getirmiş, ancak Moola bu bilgileri ‘es’ geçmeyi yeğleyerek beş kişilik ekiple kendisi bölgeye gitmeyi tercih etmiştir. Oysa, söz konusu yetkili Padang’da bulunduğu sırada İKÖ Cidde Merkezi’nde kurulan Tsunami Birim başkanı Ishraq Obeid tarafından aranarak, görevli olduğu söylenmiştir. İKÖ, Banda Açe Ofis yetkilileri ile Merkez arasında yaşanan skandal boyutundaki bu gelişme üzüntü vericidir. Gözlemciler, İKÖ’nün Banda Açe’de yetim odaklı yardım ofisinin hangi ellerde nasıl yönetildiği konusunda tarafsız kurumlarca inceleme başlatılması gerektiğini ileri sürmektedirler. Umulur ki, İKÖ gibi dünyada ikinci büyük organizasyonun yardım konusunda yakın geçmişte başlattığı atılımlar, ehil insanlarca yürütülür. 


Tidak ada komentar:

Posting Komentar